28 Şubat döneminin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olan Vural Savaş, görevi süresince “laiklikten ödün vermez tutumu” ile tanındı. 17 Ocak 1997 tarihinde Süleyman Demirel tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na seçilen Savaş, postmodern darbe döneminin “en gözde” isimlerinden biri oldu. Bir siyasi parti genel başkanı edasında, haber bültenlerinin ve gazete manşetlerinin hep en başlarında yer aldı. 21 Mayıs 1997 tarihinde Refah Partisi’nin “laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği” iddiasıyla temelli kapatılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu ve Türkiye’nin sandıktan birinci çıkan partisinin kapatılmasını sağladı. Refah Partisi’nin kapatılması için hazırladığı iddianamede, Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde irticai faaliyetlerin izlenmesi ve fişlenmesi amacıyla kurulan “Batı Çalışma Grubu”na ait belgeleri kullandığı ortaya çıktı. Ardından parti kapatma zincirine Fazilet Partisi’ni ekledi. 7 Mayıs 1999 tarihinde “laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği” iddiasıyla Fazilet Partisi hakkında Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açtı. Hazırladığı iddianamede, hukuk tarihinde eşi görülmemiş bir üslup kullanan Vural Savaş, Fazilet Partisi’ni “habis ur”, yöneticilerini ve milletvekillerini ise “kandan başka bir şeyle beslenemeyen vampirler” olarak tanımladı. Emekli olduktan sonra, 2002 yılında emekli askerler ve yargı mensuplarıyla birlikte Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi’ni kurdu. Ancak “cübbesiz siyaset” kısa sürdü ve parti iki yıl içinde dağıldı. Daha sonra “Aydınlık” ve “Sözcü” gibi ulusalcı gazetelerde yazılar yazmaya başlayan Savaş, Ak Parti hakkında açılan kapatma davasını da yürekten destekledi. Hatta Ak Parti kapatılmazsa, 1 yıl sonra şeriatın geleceğini açıkladı. Halen rejimin “selameti için” mücadele eden Vural Savaş, Başbakan Erdoğan’ın ve diğer hükümet yetkililerinin Yüce Divan’da yargılanacakları günün hayali ile yaşamaya devam ediyor.