Bülent Orakoğlu

0
15

“Batı Çalışma Grubu, Türkiye’yi 28 Şubat’a getirmek ve darbe şartları yaratmak amacıyla kurulmuş bir organizasyondur. Ama bu grup Türkiye’ye en büyük kötülüğü Türk milletini bölerek yapmıştır. Türkiye’de en büyük psikolojik harekâtlar, birlik ve beraberliğinin bozulması amacıyla, yabancı ülkeler tarafından yapılmıştır. Burada da amaçlanan, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Hristiyan-Türk falan gibi birtakım ayrımlar yaparak, milleti parçalamak ve bir karpuz gibi ortadan yarmaktır. Batı Çalışma Grubu bu amaca çok ciddi anlamda hizmet etmiştir. Hiçbir anayasal yetkileri olmaksızın insanlara fişleme görevi verilmiştir cunta tarafından. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm personeli, eşleri, çocukları hepsi birer jurnalci hâline getirilmiş, fişlemeyle görevlendirilmişlerdir. Bunların hepsinin belgeleri 28 Şubat süreci içerisinde bizler tarafından elde edilmiştir, şu anda savcılarda vardır zaten.”

“PKK terör örgütü bir taşeron örgüt gibi, Türkiye’ye karşı bazı ülkelerin ve istihbarat birimlerinin veya gizli servislerinin kullandığı, Türkiye’de terör yaratarak, içeri kapamak, karıştırmak, kendi problemleriyle uğraşır hâle getirmek, Türkiye’nin dünya üzerindeki vizyonunu ters yönde, menfi yönde etkilemek amacıyla kurulmuş bir örgüttür. Bu örgüt kendiliğinden doğmamıştır. “İhanet Çemberi” isimli son kitabımda bunu açıkça belirttim. Ayrıca PKK’yı kuran güçle, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ekibinin kurmuş olduğu örgütü finanse eden aynı merkezdir. PKK terör örgütü bir projedir, proje olarak PKK’yı şöyle önemsiyorum. PKK, 28 Şubat sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin darbe konusunda, birlik beraberlik içerisinde hareket etmesini engelleyen bir pozisyondaydı. Çünkü o süreçte cunta, PKK terör örgütünün üst düzey yöneticileriyle görüşmeler yapıyordu. Bu Sabri Ok dediğimiz kişiyle görüşüyorlar, -şu anda KCK’nın önemli bir yetkilisi ki, bu son MİT’in görüşmelerinde de Sabri Ok var-. O süreçte Çevik Bir ve cunta ekibi PKK’yla görüşüyorlardı.”