“Merkez medyada birçok yayın kuruluşu ‘topyekûn savaş’ diye manşetler atıyor, hedef gösteriyorlardı. Çoğu yayın organı güç ve iktidarın sesi olarak rolünü icra ediyor ve medya tetikçiliği yapıyordu, diğerleri de susturuluyordu zaten. O dönem hakkımda açılan yüzlerce dava bunun en açık örneğini teşkil etmektedir. 500 yıldan daha fazla mahkûmiyet talebiyle yargılanıyordum. Bir günde 5 defa, haftada 5 gün duruşmaya çıktığım bir dönemdi. Zira hayatımda 40 yıldır kesintisiz bir sanıklığım devam etmektedir. Bu dönemde akredite olmayan Vakit Gazetesi kurşunlanmıştı. Birtakım yazar arkadaşlarımız gözaltına alındılar, iftiralara maruz kaldılar, psikolojik baskılara uğradılar, dışlandılar. Aynı şekilde Genelkurmay’daki hiçbir toplantıya kabul edilmiyordum. Bana yıllarca basın kartı verilmediği gibi, basın kartını almamı engellediler, dolayısıyla her türlü baskıyı uyguladılar.”