Tuğçe Erdoğan
Özet
1923 yılının Ekim ayında Mustafa Kemal Paşa önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyet’inin demokrasi serüvenini incelemek istediğimizde şüphesiz ki yüzümüzü Osmanlı Devleti’ne çeviririz. Ortaçağ’da kurulmuş olan Osmanlı Devleti’nin geçirdiği modernleşme aşamaları Türkiye Cumhuriyetinin oluşum sürecinde önemli bir yere sahiptir. Fransız İhtilalinin sonucu olan Milliyetçilik akımıyla bir parçalanma sürecine giren Osmanlı, parçalanmanın etkilerini hafife indirmek için tüm tebaanın eşitliğini savunan Tanzimat Fermanı’nı ilan etmiştir. Tanzimat Fermanı ile başlayan modernleşme süreci Osmanlı Devleti’nde yeni bir aydın kesimin doğmasına neden olmuş ve bu kesim Modern Türkiye’nin temellerini atmıştır.
Türkiye Cumhuriyet’i, kuruluşunun ilk yıllarından itibaren dönemin şartlarının bir sonucu olan bloklaşmanın içinde taraf olmaya zorlanmış ve seçtiği taraf doğrultusunda demokrasi serüvenini şekillendirmiştir. II. Dünya Savaşıyla birlikte Batı bloğunda yer alan Türkiye, Batı bloğunun getirisi olan çok partili hayatı benimsemiş ve bu doğrultuda hareket etmiştir. 1945 yılında çok partili hayata geçiş, Demokrat Parti iktidarının ortaya çıkmasına neden olmuş ve daha sonra bu iktidarın bir darbe sonucu iktidardan düşürülmesi Türk Demokrasi tarihi açısından oldukça elim olmuştur. Kendinden sonraki süreci, siyasal dayanakları ve askerin Türk siyasal yaşamında konumunu belirleyen 1960 darbesi, 12 Mart muhtırasının gelişini hazırlamıştır. 27 Mayıs 1960-12 Mart 1972 arası dönem Türkiye’nin gelecek kuşağının ve parti anlayışının da şekillenmesine neden olmuş, demokrasi tarihinde kendine önemli bir yer edinmiştir.
8_31202316488983