Furkan Halit Yolcu
Giriş
1950-60 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti 1950-54-57 yıllarında üç genel seçimde başarılı olmuş ve beş kez Başbakanlık görevini üstlenmiş olan Adnan Menderes’in idam edilmesine giden ve incelenmeye değer bir süreç yaşanmıştır. Bu dönemde bu tarz gelişmeleri halkın kabul edeceği bir yapıda sunmak için özellikle gazetelerin ve radyonun propaganda amaçlı kullanıldığı bilinmektedir. 1950-60 dönemi ve darbe sonrası dönemde sivil-asker ilişkilerini anlamak için bu dönemde radyonun nasıl devlet tekelinde tutulduğu ve gazetelerin halkı nasıl askerî darbeye ikna ettiği incelenmelidir. Elbette burada tek taraflı bir alışveriş söz konusu değildir.
Bu bölümde sivil-asker ilişkilerinin esasen radyo ve gazeteler üzerinden nasıl dengelendiğini ve askerî darbe gibi patolojik bir sonucun nasıl ortaya çıktığı analiz edilmektedir. 1955-60 dönemi içerisinde darbeye kadar geçen süre içerisinde hangi tip propagandanın daha yaygın olduğu, hangi propaganda unsurlarının daha etkin kullanıldığı gibi bazı sorular da bu çerçevede cevaplanmaya çalışılacaktır. Bu bölüm özellikle 6-7 Eylül olaylarından sonraki döneme odaklanarak bu olaylar üzerine inşa edilen propagandaları incelemeye tâbi tutmaktadır. Bu dönemde propagandanın hangi sloganlar üzerinden ilerlediği ve hangi sembollerin sürekli olarak canlı tutulduğu da araştırmanın diğer bir boyutunu oluşturmaktadır.
27 Mayıs darbesi sonrasında yaşanan süreç ve askerî darbenin medya organları üzerinden nasıl meşrulaştırıldığı da bu bölümün konuları içerisindedir. Ayrıca 1960-65 dönemi arasında kurulmaya çalışılan koalisyon hükümetleri ve elde edilen başarısızlıkların halka nasıl sunulduğu irdelenmeye çalışılmaktadır. Bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti siyasetine dâhil olan partiler ve bu partilerin liderleri üzerinden yürütülen propaganda faaliyetleri de incelemeye tâbi tutulmaktadır. Askerî darbe öncesi medya organları üzerinden yapılan propaganda ile darbe sonrası koalisyon oluşturma döneminde yapılan propaganda arasında ne gibi farklılıklar olduğu da araştırmanın mercek altına aldığı hususlardan birisidir.
Bu bölümün en temel amacı, propagandanın ulaşabildiği sınırları ortaya çıkarmaktır. Bu anlamda propagandanın askerî darbeye sebep olmak veya sebepleri halk nezdinde meşrulaştırmak, herhangi bir gruba dair olumsuz bir diskur inşa etmek, çıkar gruplarının istedikleri sonuçları olumlu bir kisveye büründürmek vb. işlevleri bu çalışma çerçevesinde değerlendirilecektir. 1955-65 dönemi içerisinde hükümet veya iktidarın medya organları üzerinden kamuoyunun nasıl şekillendirdiği araştırmanın cevaplayacağı en temel sorudur.
Propagandanın “kitle için kullanılan bir dil” olarak kabul edildiği bir bağlamda bu ‘dil’in halka hangi yayın unsurları üzerinden ulaştırıldığı ve kitlenin hangi konularda etkilenmeye çalışıldığı önem kazanmaktadır (Domenach, 1969: 7). Bu bağlamda bu iki dönem içerisinde iktidar-muhalefet (merkez-çevre) ilişkisinin nasıl bir zemine oturduğu, kullanılan medya unsularının neler olduğu ve bu dönemlerde yürütülen propagandanın yapısı incelenecektir.
11_312023101258390