12 MART’TAN 12 EYLÜL’E TÜRKİYE’DE SEÇİMLER VE SONUÇLARI

0
12

Alper Gülbay

Özet

1970’li yıllar, Türkiye’nin sağ ve sol şeklinde kutuplaştığı, siyasal ve sosyal alanda yoğun bir kaosun, istikrarsızlığın, anarşinin ve ekonomik krizlerin yaşandığı, ülkenin iç savaşın eşiğine geldiği bir dönemdir. Yapılan iki genel seçim sonucu ülke koalisyon hükümetlerine mahkûm olmuş, koalisyon birlikteliklerinden de verim alınamamıştır.

Ayrıca siyasetçilerin uzlaşmaz tavırları bu döneme damgasını vurmuş; siyasal hayatta CHP, AP, MSP, MHP, CGP, DP ve bağımsızlardan oluşan çok parçalı bir yapı söz konusu olmuştur. Bu yapı; çok partili, bölünmeleri ve küçük partileri teşvik eden, kırılgan, tek bir milletvekilinin bile hükümet kurabilme adına pazarlıklara konu olabildiği bir yapıdır. 1973 seçimleri ile 12 Eylül Askeri Darbesi arasında yedi hükümet kurulması ve bunların da kısa ömürlü olması, bahse konu siyasal istikrarsızlığın bir başka göstergesidir.

Türkiye için buhran yıllarının hüküm sürdüğü böylesi sıkıntılı bir dönemde, ülkenin aydın kesimi CHP-AP koalisyonunu önermiş ve bunun tek çözüm olacağını düşünmüş; ancak umut görülen olarak bu ortaklık bir türlü gerçekleşememiştir. Toplumun sosyoekonomik gelişmişlik düzeyinin düşüklüğü, siyasi partiler arasındaki kutuplaşmanın topluma da bütün şiddetiyle sirayet etmesi, partizanlığın ve kadrolaşmanın had safhaya varması, siyasilerin uyarılmalarına rağmen inatlaşmaları, uzlaşmaz tavırları, ciddiyetsizlikleri ve duyarsızlıkları, toplumda köklü bir bozulmanın yaşanması gibi nedenler, yeni ve taze bir başlangıç yapılması seçeneğini gündeme getirmiştir.

Sonuç olarak 1973 ve özellikle 1977 seçimleri sonrasında yaşanan gelişmeler, demokraside çarelerin tükendiğini, medeni bir gelişme olan “birlikte iş görme kültürü”nün henüz gelişmediğini, siyasi ve demokratik kültürün hala olgunlaşmadığını, çağdaş ve laik tek bir partiyle demokratik yaşamın sanki daha iyi olabileceğini düşündürmüştür. Bu dönemde yapılan seçimlerin ülkeye istikrar getirmediği 70’li yıllar, demokratik düzenin ülkeye ayrılık getirdiği, hatırlanmak istenmeyen bir buhran dönemi olarak hafızalarda kalmıştır.

Çalışmada kaynak türü çeşitliliği ve çok yönlülük esas alınmış, diğer sosyal bilimlerle iş birliği içinde hareket edilerek disiplinler arası bir çalışma ortaya konmuştur. Yazılı belgelerin yanı sıra görsel ve sözlü kaynaklardan da istifade edilmiş, sözlü tarih kapsamında dönemi yaşayan kişilerle görüşmeler yapılmıştır.

Çalışmanın giriş bölümünde, konunun tanımı, araştırmanın yöntemi, konu ile ilgili araştırmalar, kavramsal alt yapı ve Türkiye’deki seçim olgusunun gelişimi üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde 12 Mart Muhtırasına giden süreç, ikinci bölümde 1973 seçimleri, üçüncü bölümde 1975 seçimleri, dördüncü bölümde 1977 seçimleri, beşinci bölümde 1979 ve 1980 seçimleri ele alınmıştır.

4_31202316467859