Doç. Dr. Şerif Demir, Siirt Üniversitesi
Bu yazı, Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali tarafından hazırlanan ve Şubat 2022’de yayımlanan Darağacındaki İstiklal Madalyası – 27 Mayıs Darbesi kitabında yer aldı.
27 Mayıs, bir askeri müdahale olmanın ötesinde çok daha derin etkilere sebep olmuş bir askeri darbedir. Çünkü 27 Mayıs, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte gelişen yeni siyaset söylemini sekteye uğratarak ülke yönetimine farklı yol çizen bir politik anlayıştır. 27 Mayıs, Türk siyaset kültürüne askeri vesayeti sokarak ülke yönetiminde ve iktidarın paylaşılmasında askeri siyasi bir aktör haline dönüştüren yeni bir yaklaşım tarzının adıdır.
Bu çalışmanın temel amacı, askeri yönetimden sivil idareye geçerken darbecilerin, kendi siyasal söylemlerini muhafaza edebilmek için siyasal partileri ve kamuoyunu nasıl yönlendirmeye çalıştıklarını ortaya koyabilmektir. Oysa döneme ilişkin yapılan siyasal çalışmalarda fazla üzerinde durulmayan Yuvarlak Masa Toplantılarının hangi koşullarda nasıl gerçekleştiği, nelerin tartışıldığı ve alınan kararlar üzerinden nasıl mutabakatın sağlandığının bilinmesi çok önemlidir. Basına kapalı gerçekleştirilen bu toplantıların tutanakları, uzun süre gizli tutulduğundan bu toplantılar hakkında kamuoyunun sağlıklı bilgi alması engellemişti. Oysa bu tutanaklarda darbecilerin dönemin siyasi sorunlarına bakışları, siyasi partilerle ilişkileri ve siyasi partilerin askerlere yönelik tavır ve tutumların bilinmesine yönelik önemli bilgiler mevcuttur. Hem 27 Mayıs gereğinin anlaşılması hem de 1961 yılında başlayan yeni siyasal dönemin önemli ipuçlarını bulmak mümkündür.3
1. Askeri Yönetimden Sivil Siyasete Geçiş
On yıllık Demokrat Parti (DP) iktidarının son yılları, siyasi krizlerle geçti. DP’nin demokratik idareden ayrılarak otoriter bir yönetime doğru savrulduğunu ve rejimin temel değerlerinden koptuğunu düşünen askerler, 27 Mayıs’ta anayasal düzeni yıkarak sivil iktidarı devirdiler. 27 Mayıs sabahı darbeciler ilk açıklamalarında, “Bu hareket Silahlı Kuvvetlerimizin, partileri içine düştükleri durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi hangi tarafa mensup olursa olsun, seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır. Girişilmiş olan bu teşebbüs hiçbir şahsa veya zümreye karşı değildir” dediler.4 Darbenin lideri Orgeneral Gürsel, “asla diktatör olmak hevesinde değilim. Bütün emelim bu memlekette süratle dürüst bir demokratik nizam kurmak ve devletin idaresini milletin iradesine terk etmektir” dedi.5 Hızla yeni bir anayasa yapılmasını isteyen Gürsel, “en geç üç ay içinde seçimlere gidip iktidarı sivillere bırakacağını” söyledi.6 Son derece umut vaat edici bu güzel sözler, ülkede büyük bir iyimserlik meydana getirdi. Daha evvel hiç askeri darbe yaşamamış toplum, rahat bir nefes aldı. Fakat zaman ilerledikçe darbecilerin bu sözleri unutuldu ve darbeci askerler seçimlerden daha seyrek söz eder oldular.7 DP’lilere yönelik de büyük bir cezalandırma gayreti içine girdiler.
Askeri darbe sonrasında ülke yönetimi, 38 subaydan oluşan Milli Birlik Komitesi’ne (MBK) geçti. Yüzbaşıdan Orgenerale kadar farklı rütbelerden oluşan bu askerlerin, iktidarı teslim aldıktan sonra geleceğe yönelik hiçbir plan, program ve vizyonları yoktu. Bu arada askerler ve teknokratlardan oluşan bir Hükümet göreve başladı. Ülke yönetmek konusunda hiçbir tecrübesi olmayan bu darbeci askerler, kısa bir sürede kendi aralarında büyük görüş ayrılıkları yaşamaya başladılar. MBK üyeleri askeri idareden sivil yönetime ne zaman geçileceğinde anlaşamıyorlardı. Neticede MBK ikiye bölündü. Bir taraf diğer tarafı tamamen tasfiye ederek 14 üye komiteden uzaklaştırıldı. Anayasaya aykırı olarak yapılan bu tasfiye sonrasında sivil yönetime geçiş çalışmalarına başlanılabildi.8 16 Aralık 1960’da Kurucu Meclis oluşturuldu. Ağırlıklı olarak CHP kökenli üyelerden oluşan Kurucu Meclis, yeni anayasa ve yeni seçim kanunu hazırlıklarına başladı.9 Yeni anayasayı 9 Temmuz 1961’de götüren darbeci askerler, yurdun birçok şehrini gezerek hürriyetten ve özgürlüklerden bahseden konuşmalar yaptılar. Askerler, siyasi partilere ve devlet memurlarına seçim çalışmalarında çeşitli görevler vererek halkın ikna edilmesini istediler. Devletin bütün imkânları anayasanın kabul edilmesi için kullanıldı. Siyasi partiler arasında yeni anayasa lehinde en samimi ve gayretli çalışmayı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yaptı. Büyük ölçüde CHP’nin 1959’da gerçekleştirdiği 14. Kurultay’da kabul ettiği “İlk Hedefler Beyannamesi”ne dayanan bu anayasanın hazırlanmasında, CHP’li teknokratların büyük emeği vardı. Diğer partiler, darbeci askerlere ters düşmemek için gönülsüzce anayasayı desteklediklerini açıkladılar. Çünkü başta Devlet Başkanı Cemal Gürsel olmak üzere darbeci askerler, sivil yönetime geçmek için bu anayasanın mutlaka kabul edilmesinin şart olduğunu söylüyorlardı.10
Anayasanın %61.74 oy oranıyla kabul edilmesi darbeci askerleri çok rahatlattı. Fakat bu anayasaya %40’a yakın bir hayır oyunun çıkması da dikkatlerden kaçmadı. Özellikle DP’nin güçlü olduğu seçim bölgelerinde, anayasaya oldukça yüksek oranlarda “hayır” oyu çıkmıştı. Bu durum DP’ye olan halk desteğinin devam ettiğini gösteriyordu. Fakat Gürsel ve arkadaşları, asker arasındaki siyasi görüş ayrılıklarının ülkeye verdiği zararları gördüklerinden iktidarı bir an önce sivillere bırakmanın en doğru çözüm yolu olduğunu düşünüyorlardı.11 Çünkü ordu içinde kurulan çeşitli cuntalar MBK üzerinde büyük bir baskı kurmuştu.
Ülke seçimlere doğru giderken General Gürsel, siyasi partilerin izlediği siyasi politikalardan pek de memnun değildi. Radyodan halka hitap eden Gürsel, “Partiler tahripkâr gayretleri terk edip yapıcı, birleştirici usullerle çalışmalıdır” dedi.12 Siyasetin nasıl zorlu bir iş olduğunu darbeci askerler daha iyi anlamaya başladılar. 15 Temmuz 1961’de Hükümet, siyasi partilerin Anayasa ve Yassıada Mahkemesi hakkında olumsuz konuşmasını yasakladı.13 Askeri Yönetim, güncel siyasete yönelik çeşitli endişeler taşımasına rağmen 12 Temmuz’da genel seçimlerin 15 Ekim’de yapılacağını açıkladı.14
2. Askerler ve Adalet Partisi
Darbeci askerler ilk günlerde yaptıkları açıklamaları bir anda unutarak DP’lilere karşı büyük bir öfke ve kinle hareket etmeye başladılar. Ülkenin içine düştüğü bu zor günlerin tek sorumlusu olarak görülen DP’yi, Atatürk ilkelerinden uzaklaşma, rejimden sapma ve siyaseti yozlaştırmakla suçluyorlardı.15 Bu nedenle askerler, DP ve DP’nin sahip olduğu siyaset anlayışıyla mücadeleyi 27 Mayıs’ın bir gereği olarak kabul ediyorlardı. Askerlerin bu tavırları, Kurucu Meclis oluşturulurken, yeni anayasa ve seçim kanununu hazırlanırken DP’liler tamamen bu çalışmaların dışında tutularak gösterildi. Demokrasi ve hürriyet adına gerçekleştirildiği iddia edilen bu askeri müdahale, toplumun yarısını temsil eden bir siyasal anlayışı yok sayarak bu ülkenin kaderini tayin eden yeni bir siyasal sistem inşa ediyordu. Bu yeni düzende DP’lilere hiçbir şekilde tahammül gösterilmeyeceği her fırsatta dile getiriliyordu.
DP kapatıldıktan sonra mevcut siyasi partilerin faaliyetlerine ve yeni siyasi partilerin kurulmasına izin verildi. Siyaset dünyamıza yeni partiler katılmaya başladı.
Bu arada kapatılan DP’nin taşra teşkilatı, yeni dönemin şartlarına uygun bir siyaset geliştirebilmek için harekete geçti. Eski DP’liler, Yassıada’da yargılanan arkadaşlarının adaletle mahkemesinin yapılmasına işaret ederek Adalet Partisi’ni (AP) kurdular. Fakat bu geçiş sürecinde darbeci askerlerle de fazla bir sorun yaşamamak için AP’nin yönetimine eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Ragıp Gümüşpala getirildi. Ayrıca darbeci askerler de DP’nin siyasi mirasını ve halk desteğini kontrol altında tutmak ve DP oylarını parçalamak için daha evvel DP’den Menderes’le anlaşamadığı için ayrılan Ekrem Alican’dan yeni bir parti kurmasını istediler. Böylece Alican, Yeni Türkiye Partisini (YTP) kurdu.
Eski DP’lilerin AP’de toplanması askerleri çok rahatsız etti. Askerler AP’yi yakından izleyerek bütün siyasi faaliyetlerini mercek altına aldılar. İlk çatışma Anayasa referandumunda yaşandı. AP teşkilatlarının gizlice yürüttüğü “hayır” kampanyası askerleri çok öfkelendirdi.16 6 Temmuz 1961’de bir basın toplantısı düzenleyen Devlet Başkanı Gürsel, AP yönetimini uyararak “AP’nin iyi yolda olmadığını” söyledi.17 Cemal Gürsel, AP lideri Ragıp Gümüşpala’ya 14 Temmuz’da bir mektup yazarak partide ki eski DP’lileri tasfiye etmesini istedi. Aksi takdirde Gürsel’e göre; “Tarihin hakkınızda vereceği hazin ve feci hükümler yalnız sizin askeri şerefinizi kaybetmenizle kalmayacak, nesilleriniz de yaşadığı müddetçe bu şaşmaz hükümlerin azap ve ıstırabını çekeceklerdi”. 18 Gürsel, AP’nin yasal sınırların dışına çıktığını ve kapatılması gerektiğini düşünüyordu.19 AP lideri Gümüşpala, Gürsel’e yanlış bilgiler verildiğini düşünerek, “Eğer Adalet Partisinin lağvı düşünülüyorsa, bunun tarihi mesuliyetini müdrik olarak millet huzurunda ifade edilmesini temenni etmekteyiz” dedi.20 AP lideri Gümüşpala, siyasette diklenmeden dik durmaya çalışıyordu. Gümüşpala, kendisinden talep edildiği şekilde AP’de tasfiyeye gitmeyeceğini ve iktidar olmaya yönelik ümitlerinin de çok güçlü olduğunu söyledi.21 Gümüşpala’nın iktidardan söz etmesine çok öfkelenen Gürsel, Gümüşpala’nın seçim sisteminden haberinin olmadığını bu sistemde seçimleri kazanmanın çok kolay olamayacağını bildirdi. Gürsel, DP’li vatandaşlarla bir sorunlarının olmadığını fakat AP’deki DP’lilerin tahrikiyle anayasaya hayır denildiğini iddia etti.22
Aslında askerler AP’den tamamen umutlarını kesmişlerdi.23 Çünkü AP’ye yapılan ikazların bir sonuç vermeyeceğine inanıyorlardı.24 Bu amaçla Askerler, AP’yi kapatabilmek için harekete geçtiler.25 Gazetelerde her gün AP ve lideri Gümüşpala’yı hedef alan haberler yaptırılmaya başlandı.26 Örfi İdare Komutanı Alb. E. Aytekin, AP hakkında bir dosya hazırlayarak Ankara’ya gönderdi.27 Fakat askerleri sadece AP değil eski DP’lilere kucak açan YTP ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) de rahatsız ediyordu.28 Milli Birlik Komitesi (MBK) üyesi General Mucip Ataklı, yanlış yolda yürüyen partilerin kapatılabileceğini söyledi.29 Böylece darbeci askerler DP’nin oylarına sahip çıkmak isteyen bu partilerin hepsine gözdağı veriyordu.
AP’nin kapatılabilmesi için hazırlıklar tamamlandı. Kamuoyu böyle bir karara hazırlandı. Bu konuda yanlış yapmak istemeyen askeri yetkililer, kapsamlı araştırma ve incelemelerini tamamladılar. Gürsel’in başkanlığında Bakanlar Kurulu Çankaya’da toplandı.30 Bir karar alınamadı. Buna benzer günlerce devam eden bu toplantılarda AP’nin kapatılmasının olası siyasi sonuçları tartışıldı. Neticede 9 Ağustos’ta AP’nin kapatılmasına gerek görülmediği ve parti içindeki suçluların cezalandırılmaları için adli makamlara sevk edilmesine karar verildi.31 AP kapatılmayınca YTP’ye yönelik de bir cezalandırma kararı alınmadı.
3. Yuvarlak Masa Toplantılarına Hazırlık
Siyasi partilerin kendi aralarındaki ilişkileri ve takip ettikleri siyaset anlayışı darbeci askerleri, çok rahatsız ediyordu.32 Siyasetin karşılıklı anlayış ve saygı çerçevesi içinde yapılması gerektiğini düşünen Gn. Gürsel, birkaç kez siyasi partileri ikaz ettiği halde fazla bir sonuç elde edemedi. Askerler, ülke seçimlere doğru giderken siyasi partilere duydukları bu güvensizlikten büyük bir çaresizlik içindeydiler. Darbeci subaylar, sivil siyasette 27 Mayıs’ı ve kendilerini güvence altına almak istiyorlardı fakat çözüm yolu bulamıyorlardı. Darbecileri bu çaresiz durumdan bazı gazetecilerin seçimler öncesinde siyasi parti liderleriyle Yuvarlak Masa Toplantıları yapılması önerisi kurtardı.33 Askerler bu öneriyi tıkanan siyaseti açmak için bir çıkış yolu olarak gördüler. Bu amaçla Yuvarlak Masa Toplantılarının hazırlıklarına başladılar.34
Siyasette gündem oldukça yoğundu. Yassıada mahkemesinin vereceği kararların endişeli bekleyişi sürerken, ülke seçim atmosferine doğru sürükleniyordu. Askeri idareyi sona erdirecek sivil yönetimi başlatacak bu seçimlere yönelik büyük bir merak ve heyecan vardı. Yassıada’da verilecek idamlar ve seçimlerin sonuçları hakkında halkın nasıl bir tavır göstereceğini bilemeyen askerler, siyasi partiler üzerinden halkın tepkisini kontrol altına almak istiyorlardı35
13 Temmuz’da toplanan MBK yayınladığı basın açıklamasında, “MBK, Gürsel’in başkanlığında siyasi parti liderleri ile seçimde tutulacak yol hakkında bazı prensip kararları alacaktır. Bunlar arasında, devrimlerin ve dini inançların politikaya alet edilmemesi, Yassıada duruşmalarının gizli-açık, söz konusu olmaması gibi esaslar bulunmaktadır” denildi.36 Kısacası darbeciler, siyaset ve basın üzerinden toplumu idamlara hazırlıyordu.37 Burada çıkış yolu Yuvarlak Masa Toplantılarıydı.
Darbeciler büyük bir siyasi hazırlık içerisine giriştiler. Planlamalara göre Yuvarlak Masa Toplantıları iki aşamadan oluşacaktı. Öncelikle askeri heyetle siyasi parti alt kademe komisyonları müzakerelerde bulunacaktı. Bu toplantılar 4 partinin 3’er yöneticisi (Genel Başkan Yardımcısı veya Genel Sekreterle iki yönetici) ile MBK’dan seçilecek bir heyet arasında gerçekleştirilecekti. Bu görüşmelerde gündemi askerler tayin edecekti. Toplantıların ikinci aşamasında Devlet Başkanı Cemal Gürsel, siyasi partilerin genel başkanlarını Çankaya Köşküne davet ederek, daha evvel üzerinde mutabık kalınmış olan metni kamuoyu önünde imzalayacaklardı. Bu toplantıların seçim kampanyaları başlamadan ve Yassıada mahkeme kararları açıklanmadan evvel tamamlanması düşünülüyordu.38
Yuvarlak Masa Toplantılarına sadece seçimlere katılma hakkı elde eden partilerin katılması planlanırken, fakat bu toplantılarda diğer küçük partilerde yer almak istediler. Durumu değerlendiren darbeci askerler, toplantıların sadece seçime katılma hakkı elden partilerle (AP, CHP, YTP, CKMP ile Memleketçi Serbest Parti) yapılmasına karar verdiler.39
Toplantılara katılacak partilerin kesinleşmesi üzerine bu partiler hakkında bir ön çalışma yapıldı. Askerler bu çalışmaları her detayı çok ince düşünerek, herkesin fikrini alarak, son derece titiz bir şekilde yapıyorlardı. Bu projenin başarılı olabilmesi için yoğun mesai sarf edildi.40 MBK önce kendi arasında ve ardından siyasi parti genel sekreterleriyle ikili müzakerelere geçti. Devlet Başkanı Cemal Gürsel, hazırlıklarına önce CHP’den Kasım Gülek, İsmet İnönü ve İsmail Rüştü Aksal’la görüşerek başladı. Gürsel, Yuvarlak Masa toplantılarının gündemi ve ülke meseleleri hakkında İnönü’nün fikirlerine büyük ehemmiyet veriyordu. Devlet Başkanı Gürsel bu görüşmelere YTP lideri Ekrem Alican’la devam etti.41 Ardından Devlet Başkan Gürsel, AP lideri Ragıp Gümüşpala ve Memleketçi Serbest Partisi (MSP) lideri Enver Adakan’la da görüştü.42 CKMP lideri Osman Bölükbaşı dışında ilk tur görüşmeleri tamamlandı.43 İlk tur görüşmelerden MBK üyeleri ve siyasi parti liderleri oldukça memnun ayrıldılar.44 Bu görüşmelerle gündeme ilişkin bütün konuları müzakere edilmiş ve ortak bir zeminde mutabakat sağlanmıştı.45
Toplantılar neticesinde;
1. Memleketin siyasi sorunları hakkında parti liderlerinin görüşleri alındı.
2. Her parti lideriyle kendi partisinin siyasi tutum ve politikaları konuşuldu.
3. Yuvarlak Masa Toplantıları hakkındaki fikirleri öğrenildi (Hepsi olumlu yaklaştılar).
4. Yuvarlak Masa Toplantısının gündemine ilişkin önerileri soruldu.
5. Bu toplantılara katılacak parti heyetlerin, kendi parti kurullarından toplantıda alınacak kararlara imza atma yetkilerinin olması istenildi.
Askerler Yuvarlak Masa toplantılarına geçmeden evvel üniversite ve basınla çeşitli müzakerelerde bulundular. Bu amaçla önce Ankara Üniversitesinde görev yapan fakülte dekanlarıyla toplantı yapıldı. Mevcut siyasi sorunlar, çözüm önerileri üzerine akademisyenlerin görüşü alındı. Ankara’da yayınlanan gazetelerin yayın sorumlularıyla bir araya gelinerek “Memleketimizin bu günkü durumu” hakkında sorular sorarak müzakereler yapıldı. Askeri Heyet, bu görüşmelerin benzerine İstanbul’da devam etti.46 Askeri Heyet yaptığı ilk açıklamalarda, “bu toplantılarda ve siyasi partilerle tam bir fikir birliği içinde olduğumuza memnun olduk. On yıllık geri dönüş nasıl tepkiyle karşılanmışsa, bundan sonraki dönüşlere de Atatürk kuşakları aynı tepkiyi göstereceklerdir” dedi.47
Hazırlıklarını ve görüşme turlarını tamamlayan MBK Heyeti, Yuvarlak Masa Toplantılarının ilk adımını siyasi parti alt komisyonları düzeyindeki ilk toplantıların 26-27 Ağustos’ta parti liderleriyle yapılacak büyük toplantının 1-3 Eylül arasında yapılmasının planlandığını açıkladı.48 MBK Yuvarlak Masa Komisyonu, bu toplantılardan elde ettiği sonuçları Bakanlar Kuruluyla değerlendirdi. MBK, beş siyasi partinin genel merkezlerine gönderdiği davette, alt komisyonların ilk toplantısının 31 Ağustos saat 15.00’de Yeni Meclis binasında olacağını ve bu toplantıya parti genel sekreterleri ve yardımcılarının katılması istedi. Gönderilen davette bu toplantılara rejimin geleceği için özellikle ihtiyaç duyulduğu vurgulanmıştı.49 Basın, yuvarlak masa hazırlıklarını büyük ilgi ve destekle takip ediyordu.50
4. Yuvarlak Masa Alt Komisyon Toplantısı
Yuvarlak Masa alt komisyonlar arasındaki ilk toplantı, 31 Ağustos 1961’da Meclis binası Bütçe Komisyonu odasında gerçekleştirildi. Toplantı salonuna MBK adına Sami Küçük, Selahattin Özgür, Kadri Kaplan, Osman Köksal, Refet Aksoyoğlu, Ahmet Yıldız, Sezai Okan, ve Ekrem Acunur katıldılar. Kurul üyeleri salonun önünde düz bir hat üzerine yan yana dizilmiş masalara oturdular. Parti temsilcileri MBK üyelerinin karşısında harf sırasına göre yuvarlak bir şekilde dizilmiş masalara göre yerleştirildiler. Partiler sırasıyla AP (Şinasi Osman, Kamuran Evliyaoğlu, Cevdet Perin ve Kamil Tekerek), CHP (İsmail Rüştü Aksal, Turhan Feyzioğlu, Ferit Melen ve Emin Paksüt), CKMP (Abdülhak Kamil Yörük, Mustafa Kepir, Seyfi Öztürk ve Fuat Arna), MSP (Esat Çağa, Zafer Tanyolaç, Naci Bozkurt ve Kemal Süleyman Vaner), YTP (Raif Aybar, İrfan Aksu, Esat Eğilmez ve Celal Cündoğlu) şeklinde temsil edildiler.51
Toplantılara başkanlık eden MBK üyesi Ekrem Acuner, “Aziz Milletimiz, bir buçuk asırdan beri özlediği demokratik rejime kavuşabilmenin mücadelesi içinde” dedi. Acuner, milletimizin asırladır çektiği sıkıntıların sona erdiğine inanarak, yeni ufuklar açacak konferansın hayırlı olmasını diledi. MBK üyesi ve toplantı kâtibi Ahmet Yıldız, daha evvel kendileri tarafından hazırlanan on iki maddelik gündem maddelerini okumaya başladı.52 Siyasi parti temsilcilerinin bu gündem maddelerine herhangi bir itirazı olmadı. Yalnız AP temsilcisi Şinasi Osma, gündeme maddelerine “Komünizmle mücadelenin” de ilave edilmesini önerdi. Yaklaşık bir buçuk saat süren bu ilk toplantı neticesinde gündem maddeleri üzerinde mutabakat sağlandı. İlk toplantıya 1 Eylül sabahı başlanmasına karar verildi.53
1 Eylül saat 09.05’da yuvarlak masa alt komisyon toplantısı E. Acuner’in yönetiminde başladı. MSP temsilcisi Esat Çağa, gündem maddelerinde geçilmeden evvel önümüzdeki genel seçimlerin iptal edilip toplantıya katılan partilerin siyasi güçlerine bağlı olarak ortak bir koalisyon hükümeti kurulmasını teklif etti. Bu öneri siyasi parti temsilcilerince kabul edilmedi. Başkan Acuner gündemin birinci maddesine geçti. Bu madde “Meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı yapılan 27 Mayıs 1960 ihtilalinin siyasi maksatlarla istismara konu edilmemesi” hakkındaydı. CHP temsilcisi Feyzioğlu, “27 Mayıs ihtilalinin, Anayasanın dışına çıkmış ve meşruiyetini kaybetmiş bir iktidara karşı milletin meşru direnme hakkını kullanarak yapıldığına inanıyor muyuz, inanmıyor muyuz? Biz inanıyoruz, tarih ve millet önünde açıkça ifade edelim. İnanıyoruz” dedi. YTP temsilcisi E. Eğilmez, bu ihtilalin hiçbir zümreye karşı yapılmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiğini çünkü halk arasında seçimi kim kazanırsa kazansın MBK’nin iktidarı belirli bir partiye vereceğinin konuşulduğunu söyledi. Eğilmez’in sözünü ettiği parti CHP’ydi. Bu ifadelere tepki gösteren MBK üyesi S. Okan, “Hiçbir parti, şahıs ve zümrenin menfaatine yapılmadığı, münakaşa edilmeyecek kadar tabii olan ihtilal asil bir karakter taşımaktadır” dedi.54 Bu fikrin münakaşa edilmesine de tepki gösteren Okan, bu düşünceyi ihtilalin karakterine tecavüz olarak niteledi. MBK üyesi A. Yıldız ihtilalin meşruluğunun tartışılmayacak kadar kesin olduğunu fakat asıl tartışılması gerekenin DP’nin meşruluğu olduğunu söyledi.55
Toplantı gündemi geçmiş dönemlerde DP’de siyaset yapmış kişilerin nasıl cezalandırılabileceği etrafında müzakerelere dönüştü. AP temsilcisi Kamuran Evliyaoğlu, askeri müdahale sonrası CHP’lilerin tavrını eleştirerek CHP’lilerin ihtilali bizzat kendileri yapmış gibi hareket ettiğini, masum vatandaşları DP’li olmakla suçladığını ve hapishanedeki DP’lilerin yakınlarına “Kuyruk” diyerek hakaretler ettiğini söyledi.56 CHP Genel Sekreteri Aksal, Evliyaoğlu’nun bu iddialarına “Biz bidayetten beri şunu ifade ettik; İhtilali yapan idealist kuvvetlere yardımcı olacağız; olduk. Ve buna devam edeceğiz” dedi. YTP’liler, CHP’nin, 27 Mayıs devrimini bir zümre adına diğer bir zümreye karşı yapılmış farz ederek ihtilale sahip çıktığını, 27 Mayıs’tan bu yana memlekette CHP’li olmayan vatandaşlara tedhiş ve baskı yapıldığını savundular. AP’liler ve YTP’liler, CHP’nin 27 Mayıs İhtilalini istismar ettiğini iddia ederken CHP’liler de rakiplerini geçmişin kiniyle hareket etmekle suçladı.57 MBK üyesi Kadri Kaplan, siyasi partileri itidalli hareket etmeye davet etti. Toplantıya saat 12.10’da ara verildi. Öğleden sonra devam eden görüşmelerle birinci madde üzerinde ki müzakereler tamamlandı. Başkan Acuner, 1. DP iktidarı ihtilale sebep oldu. 2. Gayrimeşru ve gayrihukuki olan DP, siyasi partilerce mahkûm edildi. 3. DP zihniyetinin, hortlatılmasına izin verilmeyecektir. 4. İhtilal hiçbir zümre ve siyasi partiye karşı yapılmadı dedi. Başkan Acuner’ın bu açıklamalarına hiçbir siyasi parti temsilcisi itiraz etmedi.
Gündemin ikinci maddesi olarak “Devrimlerimizin politik tartışma ve istismarlara konu edilmemesi” okundu. AP temsilcisi K. Evliyaoğlu, CHP’nin Atatürkçülüğü inhisarı altına alarak diğer partileri haksız yere suçladığını söyledi. Bu iddiayı CHP temsilcileri kabul etmediler. MBK üyesi K. Kaplan DP’nin Atatürkçü olmadığını hatta Atatürk düşmanı olduğunu belirterek DP’yi tenkit etti. Bu madde üzerinde toplantıya katılan partiler arasında bir görüş ayrılığı yaşanmadı. Üçüncü madde “Din konusunun hiçbir suret ve maksatla istismar edilmemesi” hakkındaydı. AP temsilcisi Tekerek, dinin siyasete alet edilmemesine taraftarız fakat bunun sınırlarının da çok iyi tespit edilmesi gerekir dedi. Bu madde Anayasa’nın 19. maddesindeki laiklik tarifine havale edilerek kapatıldı. Gündemin dördüncü maddesi, “Yassıada Mahkemeleri ve sonuçlarının politik tartışmaların dışında tutulması” olarak okundu. AP temsilcisi Osma, biz hukuka güveniyoruz ve bu konunun politika dışında kalmasını istiyoruz dedi. MBK üyesi toplantı başkanı Acuner, 1. Mahkeme kararlarının istismar edilmemesi, 2. Karara tesir edecek beyanlardan kaçınılmasını söyledi. Beşinci madde ormanlar hakkındaydı. Siyasi parti temsilcileri ormanların değeri ve öneminde kolayca anlaştılar. Altıncı madde yapılacak genel seçimlerin meşruluğu ve tarafsızlığı hakkındaydı. Siyasi parti temsilcileri DP döneminde yapılan seçimleri eleştirirken MBK’nın gerçekleştireceği 1961 seçimlerinden hiç şüphe etmeyeceklerini söylediler. Fakat YTP’li Aksu, MBK’ye güvenlerinin tam olmasıyla birlikte geçmiş dönemde görevden alınan muhtarların ve belediye başkanlarının yerine hep CHP’lilerin getirildiğini bu durumun vatandaşın zihninde çeşitli kuşkulara yol açtığını söyledi. Bu ifadeler askerleri çok rahatsız etti. Yedinci Madde idarenin devamlılığı için idareye siyasi baskı ve müdahalelerin yapılmaması hakkındaydı. Bu maddeye AP temsilcisi C. Perin itiraz etti. Perin’e göre gelişmiş batılı ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de iktidara gelen siyasi partinin, kendi kadrolarını kurma hakkının bulunduğunu söyledi. Bu açıklamaya itiraz eden MBK üyesi Yıldız, bu maddenin temel amacının partizan bir idare kurmayı engellemek olduğunu söyledi. Böylece Yuvarlak Masa Toplantılarının ikinci günü ilk yedi madde üzerinde sağlanan uzlaşmayla tamamlandı.58
Toplantıların üçüncü gününde sekizinci maddeden başlanarak müzakerelere devam edildi. Bu madde “Milli Birlik ruh ve şuuru içinde her türlü bölgecilik, ayırımcılık, kin ve garaz gibi yıkıcı cereyanlara karşı ortak bir cephe kurulması” hakkındaydı. MBK üyesi Yıldız, bu maddeyi her türlü etnik ve dini ayrımcılıkla birlikte “DP artığı” kişilerin kin ve nefretle hareket etmesine karşı kurulacak ortaklık olarak açıkladı. AP temsilcisi Evliyaoğlu, bu maddenin gayet yerinde olduğunu, basın organlarının ve siyasilerin ihtilal edebiyatı içinde bazı vatandaşları “kuyruk” diyerek rencide ettiğini ve toplumdan dışladığını söyleyerek CHP’lileri eleştirdi. CHP temsilcileri toplantı salonunda kendilerine karşı bir cephenin olduğunu iddia ettiler. MBK üyesi K. Kaplan, DP yok oldu, tarihe gömüldü, hortlatılmasına da izin verilmeyecektir dedi. Kaplan, yeni doğan partilerin DP’nin varisi olmadığına göre CHP’yle yaşanan bu kutuplaşmanın çok endişe verici olduğunu söyledi. Bu açıklama üzerine AP, YTP ve CKMP temsilcileri DP’nin devamı olmadıklarına askerleri ikna etmeye çalıştılar. AP temsilcisi K. Evliyaoğlu, “Komünizm tehlikesine” karşı tedbir alınmasını istedi. Bu öneriye CHP temsilcisi Feyzioğlu’da destek verdi. Komünizm tehdidiyle birlikte Aşırı sağ (Irkçılık) tehlikesinden de söz edilince her iki tehlikenin tek maddede düzenlenmesine karar verildi. Onuncu madde siyasi partilerin ocak ve bucak teşkilatlarının bir süre daha kapalı kalması hakkındaydı. Siyasi parti temsilcileri ocak ve bucak teşkilatlarının kapatılmasının siyasi sonuçlarını müzakere ettikten sonra bu konunun seçimlerden sonra toplanacak TBMM’ye bırakılmasına karar verdiler. On birinci madde, seçimlerden sonra siyasi partilerin müşterek bir anlayış içinde karşılıklı saygı ve sevgi içinde olacaklarını teyit etmeleri hakkındaydı. On ikinci madde dış politika konularında ortak hareket edilmesi yönündeydi. Bu maddelerde pek görüş ayrılığı çıkmadı. On üçüncü madde, “Millet huzurunda açıklanan müşterek deklarasyonun ihtiva ettiği ilkelerin, bütün siyasi parti kademeleri ve mensuplarınca benimsenmesi ve uygulanması” hakkındaydı. Askerler imzalanacak bu kararların siyasi parti mensuplarının tamamı tarafından kabul edilmesini istiyorlardı. Bu gündem maddesi de kolayca kabul edildi. Fakat CKMP temsilcisi Yörük, burada mutabık kalınan hususların kendi parti genel kurulunda onaylanması durumunda imza atabileceklerini söyledi. Müzakereler 14.05’de tamamlandı. Üzerinde mutabık kalınan hususların maddelere dökülmesi için Redaksiyon Kurulunun 15.30’da çalışmalara başlamasına karar verildi.59
Redaksiyon Kurulu60 gece 02.00’ye kadar çalışarak ortak bir metin hazırladı. Bu metni müzakere etmek için Komisyon 03 Eylül günü 09.45’de E. Acuner’in başkanlığında çalışmalarına başladı. Toplantıda ilk sözü alan CKMP temsilcisi Yörük, daha evvel kendilerine gönderilen davet mektubunu okuduktan sonra bu toplantılara partisini temsil için katıldıklarını fakat partisi adına bağlayıcı bir imzaya yetkili olmadıklarını söyledi. CKMP temsilcileri Yörük ile Arna 10.50’de toplantıdan ayrılarak müzakereler hakkında partilerine bilgi vermek ve imza yetkisi almak için kendi genel başkanlarıyla görüşmeye gittiler.61
Redaksiyon Komisyonu üyesi E. Paksüt, hazırlanan deklarasyon metnini toplantı salonunda okudu. Siyasi partiler bu ortak metne itiraz etmeye başladılar. YTP temsilcisi İ. Aksu, bir mahkeme devam ederken o mahkeme hakkında karar almanın hukuki ve vicdani doğruluğuna kuşkum var dedi. AP temsilcisi Osma, geçmiş dönemde muhalefetin de hataları vardı dedi. Özellikle “muhalefetin de bunda bir derece dahli vardır” ifadesi askerleri çok öfkelendirdi. MBK üyesi Kaplan, bu duruma tepki göstererek siyasileri toplantıyı boşa çıkarmakla suçladı ve yargılamakla tehdit etti. MBK üyesi Yıldız, DP iktidarının suçlu olduğunu bütün dünyanın kabul ettiğini bu konunun üzerinde konuşmaya gerek olmadığını fakat ortak metinde küçük rötuşların yapılabileceğini söyledi. MBK üyesi Okan, “siyasi partiler anlaşamazlarsa yarın seçim ve seçim sonrasının bu memlekete hayırlı olacağına inanmıyorum. İhtilalin sebeplerinin şu anda hortlamaya başladığına kanaat getirdiğimiz takdirde tarihi mesuliyeti sizlere bırakıyorum” dedi. Askerlerin bu sert ve tehditkâr konuşmaları sonrasında AP ve YTP temsilcileri daha uzlaşmacı mesajlar vermeye başladılar.
CKMP heyeti 13.14’de toplantı salonuna döndü. Heyet adına konuşan Yörük, Yassıada Mahkemesi henüz tamamlanmadan mahkeme kararına etki edecek bir beyannameye imza atmak doğru değildir. “Yassıada Mahkemesinin vereceği karara güveniyoruz” diyerek verilecek kararı peşinen onaylamayacağız dedi. Ayrıca bazı partilerin burada bu metni peşinen onaylamalarına mukabil seçimlerde bu sözleri tutmayacağını düşündüklerini söyledi. Yörük, seçimlerin MBK açısından dürüst yapılacağına kuşkularının olmadığını fakat idare teşkilatı içerisinde yer alan muhtarların (çoğunun CHP’li olduğu iddia ediliyor) nasıl davranacaklarına emin olmadıklarını belirtti. Bu hususların düzeltilmesi üzerine CKMP olarak ortak metne imza atacaklarını söyledi.62 CHP temsilcisi Feyzioğlu, ara çözüm olarak Yassıada Mahkemesiyle ilgili alınacak ortak kararların mahkeme neticelendikten sonra kamuoyuyla paylaşılmasını teklif etti. Toplantı salonu karıştı. Başkan 13.30’da iki saatlik bir ara verdi ve toplantı 16.05’de tekrar başladı. Askerler, siyasileri ortak bir metin etrafında birleştirmekte zorlanıyorlardı. Toplantıya 17.25’de bir ara daha verildi.
Salonda sükûnet sağlandıktan sonra toplantıya geçildi. YTP temsilcisi bu metinden “DP” ifadesinin çıkarılmasını istedi. Bu talebe karşı çıkan MBK üyesi Okan, DP’nin bu memleketin ali menfaatleri için Türk edebiyatından tamamen silinmesi gerektiğini aksi takdirde DP zihniyetinin siyasetten tamamen silinemeyeceğini söyledi. Bu nedenle metinde DP’nin özellikle yer alacağı vurgulandı. MBK üyesi R. Aksoyoğlu, toplantıya katılan siyasi parti temsilcilerinin MBK’yı rencide ettiğini, ihtilalin zulüm idaresine karşı yapıldığını, siyasi partilerin bunu kabul ederek milletin bu fikirde birleşmesini istediklerini söyledi. Askerler maddeleri tekrar okutarak siyasi parti temsilcilerinin onayına sundular. Katılımcıların bazı kelimelere yönelik itirazları giderilerek temel metin 20.05’de tamamlandı. Siyasi parti temsilcileri 21.50’de imza için toplandılar. Böylece gece 23.15’te tamamlanan toplantı neticesinde siyasi parti temsilcileri ortak bir metne imzalarını atarak toplantıların birinci ayağını tamamlamış oldular.63
4 Eylül saat 12.00’da Kurul, Yassıada Mahkemesi hakkında alınacak kararlarını ayrı bir metin olarak düzenlenmesi için toplandı. Öncelikle daha evvel üzerinde anlaşılan metin okundu. Kurulun genelinde metnin ileri sürdüğü fikirlerde bir görüş ayrılığı bulunmazken bazı kelimelerin değiştirilmesine yönelik çeşitli talepler oldu. Bu arzu ve istekler doğrultusunda metne son hali verildi. Bu deklarasyona “Milli Anlaşma” adı verildi. Yuvarlak Masa Zirve Toplantısının 5 Eylül 1961 Salı günü 16.00’da Çankaya’da Temsilciler Meclisi, üniversite, basın ve gençlik temsilcilerinden oluşan bir heyetin huzurunda siyasi parti liderlerince imzalanacağı açıklandı.64 Çankaya’daki liderler zirvesi öncesinde CKMP lideri O. Bölükbaşı’nın göstereceği siyasi tavır hala bilinmiyordu. YTP heyeti içinde de görüş ayrılıkları vardı.
5. Yuvarlak Masa Siyasi Parti Liderleri Toplantısı
İmza töreni için Çankaya Köşkü Kabul Salonunun ortasına oldukça geniş bir yuvarlak masa yerleştirildi. Masaya Gürsel’le birlikte beş siyasi parti lideri adına altı koltuk ilave edildi. Masada her liderin oturacağı yer önceden belirlenerek isimleri yazıldı. CKMP lideri O. Bölükbaşı’nın törene katılmayacağı anlaşılınca yerine vekâleten katılan Ahmet Oğuz’un adı masaya ilave edildi. Salon, kırmızının hâkim olduğu bir tefrişatla düzenlendi. Gürsel’in oturacağı koltuğun arkasında MBK üyeleri yer alacaktı. Tam karşı cephede Bakanlar Kurulu üyeleri, bakanların arkasında üniversite ve gençlik temsilcileri oturacaktı. Zirveye metne imza atan beş partiden beşer üye, seçime katılma hakkı olmayan 14 partiden birer temsilci, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları, Rektörler, Temsilciler Meclisi üyeleri, Askeri ve Sivil Yargı Başkanları, Diyanet İşleri Başkanı ve Sivil Toplum Örgütlerinden çeşitli temsilciler katılacaktı.65
5 Eylül günü saat 14.30’dan itibaren Köşkün kapıları açıldı. Davetlileri Çankaya Muhafız Alayı Komutanı MBK Üyesi Osman Köksal karşıladı. Muhafız Alayı Bandosu çeşitli marşlardan oluşan bir konser verdi. Liderler Çankaya Köşküne 15.30’dan itibaren gelmeye başladılar. Toplantıya ilk Memleketçi Serbest Partisi lideri E. Adakan geldi. Onu sırasıyla YTP lideri E. Alican, AP lideri R. Gümüşpala takip ettiler. CHP lideri İnönü, Köşke giriş yaptığında şiddetli alkışlarla ve yoğun sevgi gösterileriyle karşılandı. Askerler, her zaman olduğu gibi bu günde İsmet İnönü’ye olan sevgi ve hayranlıklarını coşkun bir şekilde gösterdiler.
Saat 16.00’da tören alanına gelen Devlet Başkanı Gürsel, davetlilerce ayakta alkışlarla karşılandı. İstiklal Marşı okundu. Devlet Başkanı Gürsel açış konuşmasında, Milli Birlik Komitesinin bir buçuk yıldır sürdürdüğü yönetimiyle ikinci cumhuriyetin yapısının tamamlanmak üzere olduğunu söyledi. Gürsel, bu yapının inşa edilmesinden daha güzelinin, siyasi partiler tarafından daima yaşatılmasıdır dedi. Bu amaçla Yuvarlak Masa toplantısını düzenlediklerini anlatan Gürsel, “istikbali karartabilecek meselelerimiz üzerinde fikir birliğine varmayı hedef tuttuklarını” söyledi.66 Gürsel’in konuşmasından sonra imza törenine geçildi. Töreni Ankara Radyosu canlı yayınlamaya başladı.
Gürsel ile birlikte parti liderleri Yuvarlak Masa Kararlarına imzalarını attılar.67
İmza töreninde sırasıyla AP’li Gümüşpala, “Hazırlanan esaslar milletimiz için hayırlı
olacaktır. Adalet Partililer Anayasa çerçevesi dâhilinde vakarlıyız. Esaslar dâhilinde tamamen
riayetkâr olacağız” dedi. CHP lideri İnönü, “Bu eser muvaffak bir eserdir. Bunu
iyi niyetle ciddi olarak tatbik etmeğe muvaffak olursak memlekette huzur içinde bir seçim
temin edebilir” dedi. CKMP adına Oğuz, “Memleketin geleceğinde, yeni bir karanlık devrin
açılmaması ancak kin ve intikam hislerinden zebunu olmaktan kurtulmamız ve gerçek
adaletin teessüsü ile mümkün olacaktır” dedi. MSP lideri Adakan, “27 Mayısın hemen
akabinde memleketimizde gerçek demokrasinin kurulması yolunda Türk Milleti huzurunda
yaptığı adağı gerçekleştirdiği” için MBK’ya teşekkür etti. Son olarak YTP lideri
Alican, “Bu tarihi vesikanın milletimizin hür ve bahtiyar günlerinin müjdecisi olması temennisiyle
saygılarla selamlarım” dedi.68 Liderler konuşmalarını kısa tutmayı tercih etmişlerdi.69 Kapanış konuşmasını yapan Devlet Başkanı Gürsel, “Bu teşebbüs normal bir cemiyette hatıra bile gelmez. Fakat 10 yıldan beri memleketi idare edenler cemiyette o kadar fikir ve iman karışıklığı yarattılar ki eğer böyle bir anlaşmaya varılmazsa cemiyet hayatımızın milletimizi büyük buhranlara sürüklemesi ihtimali daima düşünülebilir” dedi.70 Tören esnasında davetlilere limonata ikram edildi. Yaklaşık bir saat süren imza töreninin tamamlanmasıyla birlikte Ankara radyosu yuvarlak masa canlı yayınına son verirken davetliler köşkten ayrılmaya başladılar.71
İmza töreninin sona ermesiyle siyasi parti temsilcileri tören alanının yanındaki küçük bir odaya alındılar. MBK üyeleri ile siyasi parti liderleri bir araya gelerek uzun bir süre sohbet ettiler. Daha sonra Gürsel, Kurucu Meclis Başkanı Kazım Orbay ile beş parti lideriyle ayrı bir odada özel bir toplantı yaptılar. Oldukça samimi ve sıcak bir ortamda gerçekleşen bu toplantıya kimsenin müdahil olmamasına büyük özen gösterildi. Bu toplantıdan ayrılan Devlet Başkanı Gürsel, gençlik teşekküllerinin temsilcileriyle görüştü. Devlet Başkanı Gürsel gençlere, “size temiz bir istikbal yaratmak için çalışıyoruz” dedi. Basın temsilcileriyle de yakından ilgilenen Devlet Başkanı Gürsel, “Birleştirici şekilde kalemlerinizi kullanınız. Kurtuluş birlikte ve anlaşmadadır, kardeşçe milletin birbirine bağlanmasındadır” dedi. MBK üyeleri böyle bir anlaşmanın yapılmasından duyduğu memnuniyeti Gürsel’i teker teker tebrik ederek gösterdiler.72 Askerler, Yuvarlak Masa Toplantılarıyla elde edilen sonuçlardan oldukça umutlu ve anlaşmadan son derece memnundular.
İmza töreninde liderlerinin önüne iki bölümden oluşan bir deklarasyon metni geldi. Birinci kısım basına verilerek halka ilan edilirken ikinci kısım Yassıada Mahkemesi kararlarının verilmesi sonrasında kamuoyuna açıklanmak üzere sonraya bırakıldı. Bu durumun gerekçesini Gürsel, Yassıada kararlarına hiçbir şekilde etki etmemek olarak açıkladı. 27 Mayıs’ın asıl gayesinin demokratik hukuk devleti olduğu hatırlatılarak bu kararların, MBK’nın daveti siyasi partilerin ortak mutabakatıyla alındığı ifade ediliyordu.
Kararların girişinde 27 Mayıs’la askerlerin “Türk Milletinin vicdanından yükselen emre uyarak, milletin direnme hakkını kullandığı” dikkat çekilerek 27 Mayıs’ın hiçbir şekilde istismarının yapılmayacağı belirtiliyordu. Antlaşma metninde bir kez daha 27 Mayıs’ın “hiçbir zümre ve siyasi teşekkül lehine” olmadığını vurgulanırken devamında DP zihniyetini ve onu temsile veya devam ettirilmesini şiddetle reddediyordu.73 Yuvarlak Masa Kararlarıyla, siyasi partilerin Yassıada Mahkemelerine tesir edecek faaliyetten kaçınmaları, MBK’nın dürüst seçim yapacağına olan inanca, seçimlere gölge düşürecek davranışlardan kaçınmalarına, siyasi partilerin birbirlerine karşı husumet cepheleri oluşturmayacakları ve siyasi partiler arasında seviyeli, medeni ve demokratik anlayışa uygun siyasi faaliyet gerçekleştirecekleri vurgulanmıştı.
6. Basın Yuvarlak Masa Toplantısı
Yuvarlak Masa toplantılarıyla sağlanan bu mutabakata basın büyük destek verdi. Bu sonuçtan çok memnun olan Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı Fahri Özdilek, gazeteler arasında da rejim konusunda sert tartışmaların yaşandığını belirterek bunu engellemek için de gazetecilerle “Basın yuvarlak masası” toplantılarının yapılacağını söyledi.74 Askerler basınla yapacakları anlaşmanın öneminden ve değerinden söz ediyorlardı fakat içeriği ve zamanlaması hakkında pek bilgi vermiyorlardı. Bu konuda askerler arasında farklı görüşlerin olduğu anlaşılıyordu. Neticede son anda verilen ani bir kararla bu toplantı için harekete geçildi.75
6 Eylül sabah 10.00’da Ankara Radyoevinde yapılacak toplantıya ulusal gazetelerin başyazarları ve yayın müdürleri davet edildi. Ankara, İstanbul, İzmir ve Anadolu gazetelerinden yaklaşık yüz kişinin katıldığı bu toplantıya MBK üyesi Albay Ekrem Acuner başkanlık ederken Ahmet Yıldız ile Sezai Okan divan sözcülüğü yaptılar.76 Toplantının açış konuşmasında Acuner, “siyasi bataklığın kurutulması için” son gayretlerin de sarf edildiğini söyledi. Toplantı Başkan Acuner’in açış konuşmasından sonra askerlerin hazırladığı gündem üzerinde müzakerelere geçildi. Askerler, gazetecilerin gündem üzerinden uzlaştığı hususları maddeye dökmek üzere bir Redaksiyon Kurulu oluşturdular.77 Böylece gazetecilerle imzalanan bu Yuvarlak Masa Toplantı metni ortaya çıkarıldı. Askerlerin gazetecilerle anlaşması siyasi partilere göre çok daha kolay oldu. Gazeteciler bu toplantıya katılmayı bir prestij ve bu kararlara destek vermeyi bir onur meselesi olarak gördüler.
Gazetecilerle imzalanan anlaşma metninin girişinde, yuvarlak masa görüşmeleri sonunda demokratik rejimin tam olarak gerçekleşmesini ve milletçe benimsenmesini geciktirecek yayınlardan kaçınmanın yurtseverlik görevi olduğu belirtiliyordu. Yeni anayasanın sağladığı hakları kavrayan Türk Basını, aşağıdaki ilkeler üzerinde görüş birliğine varmıştır deniliyordu.
1. Gazeteciler, Askerlerle-Siyasi Partiler arasında imzalanan beyannameye bağlı kalıp bütünü ile destekleyecekler.
2. Partiler, imzaladıkları anlaşmada verdikleri sözleri tutmazlarsa basın uyarı görevini yaparak siyasi parti temsilcilerinin anlaşmaya bağlı kalmaları için gayret gösterecektir.
3. Seçimlerden önce ve sonra gazeteciler halkı kışkırtan, yanıltan, demokratik ilkelerle bağdaşmayan ve milli menfaatlere aykırı yayın yapmayacaktır.
4. Ülkemizin menfaatine olan iktisadi ve sosyal meselelere basında çok yer verilerek vatandaşların aydınlatılması sağlanacaktır.
5. İkinci Cumhuriyetin devrimci ve demokratik hayatında 27 Mayıs ihtilalinin amaçlarından biri olan siyasi ahlak düzeninin yerleşmesine yardımcı olunacaktır.
6. Din konularının sömürülmesine, aşırı sola (komünizm), aşırı sağa (ırkçılık) ve her türlü totaliter anlayışa karşı durulacaktır.78
Gazetecilerin Askerlerle anlaşarak imzaladıkları bu metin, radyodan da ilan edildi.79 Gazeteciler kendi aralarında bir kurul (Ahmet Emin Yalman, Seyfettin Turhan ve Ziya Hanhan) oluşturarak 20.30’da Devlet Başkanı Gürsel’i ziyaret ettiler. MBK üyesi Ahmet Yıldız Başkanlığındaki bu gazeteciler kurulunu Çankaya’da kabul eden Gürsel, anlaşmanın imzalanmış olmasından duyduğu memnuniyeti bildirdi.80 Çünkü bu anlaşmayla gazetecilere, siyasi partileri yakından izleme, siyasilerin verdikleri sözleri ve imzaladıkları anlaşmayı uyup uymadıkları denetleme görevi verilmişti. Bu kurallara uymayan siyasilere hatırlatma, nasihat etme ve ihbar etme vazifesiyle donatılmışlardı.81
7. Yuvarlak Masa Toplantı Kararları ve Siyasi Partiler
CHP lideri İnönü, siyasetteki tecrübesiyle bu toplantıları fazla ciddiye almadı.82 Genel Sekreterler düzeyindeki ilk toplantı da İnönü ve CHP için fazla umut vaat edici geçmedi. Toplantıda siyasi parti temsilcileri arasında yaşanan anlamsız polemikler, toplantının ciddiyetine gölge düşürüyordu. Fakat CHP lideri İnönü, 27 Mayıs’ın meşruiyetinin tartışılmaması, Atatürk Devrimlerine bağlılığın vurgulanması ve Yassıada’da verilecek kararların olduğu gibi kabul edilmesini çok önemsiyordu. Bu toplantılarda diğer partilerin, bu hedefleri güvence altına alacak sözler vermesini çok önemli buluyordu.83
CHP, il ve ilçe başkanlıklarına Milli Andlaşma’nın tam metninin yer aldığı bir genelge göndererek bu andlaşmaya hassasiyetle uyulmasının önemini açık bir dille bildirdi. AP, YTP ve CKMP’de teşkilatlarına gönderdikleri genelgelerle andlaşmanın gereğine uygun hareket edilmesini istediler. MSP antlaşma metnini bastırarak sadece teşkilatlara değil bütün parti üyelerine dağıttı.
MBK, siyasi partiler arasında karşılıklı saygı ve sevgiyi geliştirmeyi amaçlayan yuvarlak masa toplantısı kararınca, parti merkezlerini ziyaret etmeye karar verdi. Bu amaçla MBK’nın Yuvarlak Masa toplantılarına katılan dört üyesi (E. Acuner, S. Okan, K. Kaplan, S. Özgür) siyasi partilere ziyaretlerde bulundular.84 Bu ziyaretlerle darbeci askerler, siyasi parti yöneticilerine bu süreçteki yapıcı katkılarından duydukları memnuniyeti teşekkür ederek gösterdiler.
Yuvarlak Masa Toplantı kararlarına CKMP’nin belirgin bir muhalefeti vardı. Bölükbaşı bu rahatsızlığını, “Yuvarlak Masa deklarasyonunda kanaatlerime ve inanışlarıma uymayan bazı mühim noktaların bulunduğunu gördüm ve onun için imza etmeyeceğimi bildirdim” dedi. Bölükbaşı, “Yassıada muhakemelerinin henüz karara bağlanmadığı bir sırada, hükme tesir edebilecek mahiyette beyanları, verilecek kararların peşinen tasvibi şeklinde tefsir edebilecek ibareleri, muhtarların da dâhil bulunduğu idari mekanizmanın seçimlerde dürüst hareket edeceğine, partilerin inandıklarını millete ilan etmeleri hususunu bünyesine alan bir beyannamenin tasvibi benim hukuk anlayışıma aykırı” dedi.
Bölükbaşı’nın bu açıklamaları darbeciler tarafından “siyasi hata” olarak değerlendirildi. Darbeci subaylar adına MBK üyesi Sami Küçük, Bölükbaşı’nın bu sözlerini saçmalık olarak değerlendirerek Bölükbaşı’nın ucuz kahramanlık yapmaya çalıştığını iddia etti. Albay Küçük, CKMP’yi anlaşmaya aykırı hareket etmekle suçlayarak cezalandırmakla tehdit etti. MBK üyesi Sıtkı Ulay da, Bölükbaşı’nın açıklamalarına büyük tepki gösterdi.85 Devlet Başkanı Gürsel rahatsızlığını, “Ne söyleyeyim? Millet söylesin benim söyleyeceğimi” diyerek gösterdi.86
Yuvarlak Masa görüşmelerinde siyasi partiler anlaşmış fakat siyasi partiler arasında ki kavgalar sona ermemişti. Kavga sürpriz bir şekilde CKMP ile AP arasında çıktı. CKMP Genel Sekreteri Abdulhak Kemal Yörük, gizli toplantı tutanaklarının açıklanmasını isteyerek toplantılarda DP devrinin muhasebesi ve Yassıada davaları hakkında pek çok karar alındığını fakat AP’lilerin bu duruma en ufak bir itirazlarının olmadığını söyledi.87 Şüphesiz Yörük, bu iddialarında haksız değildi. Fakat AP lideri Gümüşpala özellikle protokolün Yassıada ile ilgili bölümünü imzalamak istemedi. Fakat askerin kesin ve katı tavrı karşısında Gümüşpala, bir an önce sivil yönetime geçmek için bir özveriyi yapmak zorunda kaldı.88
Askerlerin seçimler öncesinde siyasi partilerden aldığı Yuvarlak Masa Kararlarının hiçbir hukuki bağlayıcılığı yoktu. Çünkü siyasi hayata yönelik bu detaylar, anayasa da yer almadığından bu duruma yönelik bir hukuki yaptırım da bulunmuyordu.89 Aslında kamuoyunda da herkes bu kararların uzun soluklu bir bağlayıcılığının olmadığını biliyordu.90 Fakat ülkenin genel seçimlere giderek sivil yönetime geçmeye hazırlandığı bu günlerde kimse sivil yönetime geçişe engele olacak bir siyasi tavır göstermek ve görmek istemiyordu.
8. Yuvarlak Masa Toplantıları Sonrası Yassıada Kararları
Yassıada kararlarının açıklanacağı tarih yaklaştıkça siyasette gerilim tırmanmaya başladı. Bu durum üzerine Devlet Başkanı Gn. Gürsel 14 Eylül’de Yuvarlak Masa toplantılarına katılan parti liderlerini toplantıya davet etti. Saat 10.00’da başlayan bu toplantıya CKMP lideri Bölükbaşı mazeret beyan etmeksizin katılmadı.91 Gürsel’in bu toplantısı 11.40’a kadar sürdü. Devlet Başkanı Gürsel, siyasi parti liderleriyle Yuvarlak Masa Toplantılarının sonuçlarını değerlendirmek ve Yassıada Mahkemelerinde verilecek kararlara ilişkin ortak tutumun belirlenmesini istedi. Yassıada kararlarının açıklanarak idamların askerler tarafından onaylanması üzerine Gürsel, Bölükbaşı dışındaki siyasi parti liderlerini tekrar toplantıya davet etti. İnönü, Gümüşpala, Alican ve Adakan 16 Eylül’de Gürsel’le Başbakanlıkta bir araya geldiler. 11.00’de başlayan bu toplantı yaklaşık 20 dk sürdü. Toplantıdan ayrılan liderlerin oldukça düşünceli oldukları ve gazetecilerin ısrarlı sorularını “söyleyecek bir şey yok” diyerek geçiştirdikleri görüldü. Yalnız Gürsel, gündeme ilişkin her konuyu görüştük dedi.92 Yassıada gündemli bu görüşmeden yarım saat sonra Yuvarlak Masa Toplantılarında imzalanan protokolün ikinci kısmı yani Yassıada kararlarının infazı hakkındaki bölüm kamuoyuna açıklandı.
Yuvarlak Masa Toplantılarında Yassıada Mahkemesi hakkında alınan bu kararların girişinde DP yönetimine yönelik sert tenkitler vardı. DP, demokratik nizamdan uzaklaşmak, basın, üniversite ve adalet üzerinde ağır baskılar kurmak, inkılapları ve dini duyguları istismar etmek, yanlış ekonomik politikalar uygulamak ve seçimlere hile karıştırmakla suçlandı. Ordunun 27 Mayıs’ı hiçbir zümre aleyhine ve siyasi maksatlarla gerçekleştirmediği bir kez daha vurgulandı. Bu bölüm beş siyasi parti liderinin imzaladığı “Bu ihtilalin yıktığı ve milli vicdanın mahkûm ettiği Demokrat Parti zihniyetini ve onu temsile veya devam ettirmeğe teşebbüs mahiyetindeki her türlü davranışı şiddetle reddederiz” ifadeleriyle sona eriyordu.93
Yuvarlak Masa toplantılarının gizli bölümünün açıklanması ve Yassıada kararları sonrası idamların infaz edilmesi AP’de büyük bir huzursuzluğa yol açtı. AP’nin özellikle Eğe Bölgesi teşkilatlarından İzmir, Manisa, Muğla, Balıkesir, Aydın ve Denizli vilayetlerinde parti yönetime sert tenkitler geldi. Teşkilatlarda Gümüşpala’nın Yuvarlak Masa kararlarını onaylayarak partiye ihanet ettiği söyleniyordu. AP yönetimi, Yuvarlak Masa toplantılarında tutulan tutanakların açıklanmasını istedi. Böyle bir talebe Devlet Başkanı Gürsel, pek umursamaz bir eda ile bu zabıtları neden bu kadar önemsediklerini anlamadım. Fakat MBK uygun görürse açıklanabilir dedi.94
Şüphesiz asker, AP teşkilatlarının gösterdiği bu tepkilere bakarak daha evvel AP’ye yönelik duyduğu endişelerin ne kadar haklı olduğunu düşünüyordu.95 Bu nedenle askerler genel seçimler yaklaşırken AP’ye yönelik siyasi baskılarını artırmaya başladılar.96 Basında üzerine düşen görevin bilinciyle AP’nin seçim döneminde Milli Antlaşmaya aykırı bir tutum ve politika içinde olduğunu iddia ederek partiye yönelik sert yayınlarını sürdürdü.97
9. CKMP Lideri Osman Bölükbaşı ve Yassıada Kararları
Siyasi partilerin seçim çalışmalarını yürüttüğü bir zamanda CKMP lideri Bölükbaşı, partisi adına radyodan halka hitap etmek için 2 Ekim’de mikrofonun başına geçti. Konuşmasında sözü Yuvarlak Masa Kararlarına getiren Bölükbaşı, 1. Yassıada kararları açıklanmadan mahkemeye müdahale edilmesini hukuk anlayışıma uygun bulmuyorum. 2. Yassıada’dan çıkacak kararın adalete uygun olmasını isterim fakat beyanname metninde “Türk Adaletine inanıyorum” demekle bu mahkemenin vereceği hükmü peşinen tasdik edemem. 3. MBK’nın seçimlere yönelik verdiği teminatı yeterince ikna edici bulmadığını söyledi. Bölükbaşı, bu itirazları dikkate alınmadığı için imza törenine katılmadığını söyledi.98 Aslında Bölükbaşı, bu toplantılarda alınan kararlara imza atmayarak kendi siyasi geleceğinde bu kararların önüne çıkmasını engellemek istiyordu.99
Bölükbaşı’nın Yuvarlak Masa Toplantı kararlarını radyo üzerinden eleştirmesi darbecileri çok öfkelendirdi. Devlet Başkanı Gn. Gürsel, “Şahsi savunmasını yapan Osman Bölükbaşı radyoyu suiistimal etmiştir. Sözlerini esefle dinledim” dedi.100 MBK 2 Ekim günü 20.55’de bir tebliğ yayınlayarak yuvarlak masa toplantılarında alınan kararları radyodan halka duyurdu. MBK’nın bu tebliğinde, 1. Memlekette huzur ve güveni sağlamak için siyasi partiler 5 Eylül 1961’de ortak bir beyanname yayınladılar. Liderler tarafından imzalan bu beyanname artık beş siyasi partinin ortak malı oldu. 2. Yuvarlak Masa toplantılarında Yassıada Mahkemesi kararlarının tasdik gerektiren cezalarının (idamların) kabulü veya değiştirilmesi hakkında konu gündeme gelmedi. Sadece mahkemeye tesir edebilme ihtimali düşünülerek eski iktidarın icraatlarıyla ilgili kısım, mahkeme kararlarının açıklanmasından sonraya bırakıldı. 3.Anayasanın tanıdığı MBK’nın yetkisi dâhilindeki idam kararlarının onaylanmasında bu toplantıların hiçbir tesir olmadı. 4. Yüksek Adalet Divanının aldığı idam kararları MBK’da görüşülürken sadece bir parti değil, diğer parti liderlerinin da idamların infaz edilmemesi için müracaatı oldu. 5. Yuvarlak Masa toplantılarında siyasi parti liderleri, alınan kararların teşkilatlarınca da benimsenerek parti politikalarına esas alacaklarını taahhüt etmişlerdi. Partilerin oy kaygısıyla, alınan bu kararları ihlal etmesinin siyasi ahlak ve milli geleneklerimizle bağdaşmaz denildi.
MBK üyelerinin Bölükbaşı’na öfkesi geçmiyordu. Neticede MBK, siyasi parti yetkilileriyle görüşmeler yapmaya başladı. 3 Ekim günü sabah 09.30’da MBK, AP yönetimiyle bir araya geldi. 11’de YTP’lilerle öğleden sonra 14.45’te CKMP’lilerle görüştü.101 Askerler, siyasi partilere Yuvarlak Masa kararlarını hatırlatarak, seçimler öncesinde bu kararlara daha fazla hassasiyet göstermelerini istediler. Fakat Osman Bölükbaşı siyaseti altüst eden bu açıklamalarından geri adım atmaya niyeti yoktu. Bölükbaşı 4 Ekim’de Konya’da, hiçbir gücün bizi yolumuzdan ayırmaya yetmeyeceğini, tehditlerin sadece yapanlara zarar vereceğini, namus ve şeref hakkında da kimseden ders almaya ihtiyacımız yok dedi.102 Bölükbaşı, bu söylemlerinde oldukça cesurca hareket ederek sert ifadelerle MBK’ya kafa tutmaya devam ediyordu.
10. 15 Ekim 1961 Genel Seçimleri
15 Ekim1961 genel seçimlerine CHP, AP, CKMP ve YTP’nin katılması kesinleşti. Yuvarlak Masa toplantılarında yer alan MSP, yurt sathında en az 15 ilde teşkilatlanma şartını sağlayamadığından Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçimlere katılmasına izin verilmedi.103 25 Eylül’de başlayan seçim propagandaları 21 gün süreyle devam etti. Bu sürede siyasi partilerin DP iktidarı hakkında olumlu söz söylemeleri ve Yassıada kararlarını eleştirmeleri yasaktı. Fakat partiler arasında DP’nin siyasi mirasına sahip çıkma yarışı da olanca şiddetiyle devam ediyordu. 14 Ekim’de sona eren propaganda sürecinde kıyasıya bir siyasi yarış yaşandı.104
Seçim sonuçlarına göre CHP, 173 milletvekili 36 senatör, AP 158 milletvekili 70 senatör, CKMP 54 milletvekili 16 senatör, YTP 65 milletvekili 28 senatör kazandılar.105 Böylece hiçbir parti tek başına iktidara gelebilecek bir siyasal çoğunluğa ulaşmadı. Askerler bu sonuçlardan özellikle AP’nin aldığı oy oranından pek memnun kalmadılar. Askerler bu siyasi şartlarda tamamen siyasetten çekilmeyi düşünmüyorlardı. MBK dört partinin katılacağı bir milli koalisyon hükümeti kurulması için teşebbüse geçti. Siyasi parti liderleriyle görüşmeler yapıldı.106 Fakat askerlerin bu önerisi siyasi partiler tarafından uygun bulunmadı.107 21 Ekim’de İstanbul’da toplanan bir grup asker, MBK’ye sert bir muhtıra vererek seçimlerin iptal edilip meclisin kapatılmasını istediler.108 MBK Askeri yönetimine karşı Silahlı Kuvvetler Birliği askeri muhtıra verdi. Siyasette oldukça garip olaylar yaşanıyordu. Bir grup asker, diğer grup askere muhtıra veriyordu. MBK üyesi askerlerle siyasi parti liderleri Çankaya Köşkünde toplanarak Devlet Başkanı Cemal Gürsel’i Cumhurbaşkanı seçmek ve Yassıada Mahkemesinde mahkûm olan DP’lilere af çıkarmayacaklarında uzlaşarak Meclisin açılmasını sağladılar.109 Böylece TBMM 25 Ekim 1961’de yeniden açılarak sivil yönetime geçildi. Fakat askerler yeni dönemde de siviller üzerindeki nüfuzlarını artırarak devam ettirdiler.
Sonuç
Askeri yönetim, 27 Mayıs’la getirdiği hukuki düzeni kalıcı olarak iktidarda tutabilmek ve ülke siyasetinin kendi şekillendirdikleri halinin devam etmesini istiyorlardı. Bu hedefe ulaşmak için de geçmiş DP iktidarını cezalandırmak peşindeydiler. DP’nin adını siyasetten tamamen silmek ve askeri darbeye meşruiyet kazandırmak için siyasi partiler ve basınla birlikte hareket etmek istediler. Bu nedenle sivil yönetime geçmeden evvel bütün siyasi partilerden ve basından yazılı bir taahhüt almak için harekete geçtiler.
Sivil toplum örgütlerinin ve basının da desteğini alan askerler, siyasi partilerle uzun bir hazırlık sonucunda çeşitli toplantılar yaptılar. Bu toplantılarda gündem tamamen askerlerin belirlediği maddeler üzerinden yürütüldü. Askerler siyasi partilerden, geçmiş dönemin DP’sine karşı açık bir tavır almalarını, 27 Mayıs’ı müdafaa etmelerini ve Yassıada Mahkemelerinin vereceği kararlara saygı göstermelerini istediler. Kısacası Yassıada da verilecek idam kararlarının siyasette istismar edilmesini istemiyorlardı. Tamamen DP’yi ve siyasi mirasçılarını hedef alan bu toplantılarla darbeciler, gelecek dönemin siyasetinde de DP’nin mirasçılarına karşı olduklarını gösterdiler.
Beş siyasi partinin katıldığı bu toplantılarda gözler, kendisini DP’nin mirasçısı olarak gören partilerdeydi. Bu partilerin nasıl bir tutum ve politika geliştireceği merak ediliyordu. Toplantılarda kapatılmaktan son anda kurtulan AP temsilcileri, pek seslerini çıkaramadılar. Askerle ihtilaflı konulardan uzak durdular. YTP ile CHP’liler arasında sıklıkla polemikler yaşandı. Bu tartışmalarda AP’liler, YTP’ye sessizce destek verdiler. Bu nedenle askerle aynı safta yer alan CHP temsilcilerine yönelik sert tenkitler yapıldı. CKMP temsilcileri metni imzalamakla imzalamamak arasında bocaladılar. Bu süreçte CKMP Genel Başkan Osman Bölükbaşı, siyasi duruşu ve toplantılarda alınan kararlara karşı açıkça muhalefetiyle dikkat çekti.
Toplantılar süresince darbeciler, siyasi parti temsilcilerini çeşitli tehditlerle ikna ederek arzu ettikleri neticeyi almayı başardılar. Siyasi partiler, dönemin darbe koşulları altında gerçekleşen bu toplantılarda askerle çatışmadan önerilen bütün kararlara açıkça muhalefet etmeden uyum içinde kabullendiler. Zaman içinde bu kararların, siyasette fazla bir karşılığının da olmadığı anlaşıldı. Kısa sürede bu kararları unutan siyasi partiler, 27 Mayıs öncesi siyasi pozisyonlarına geri döndüler. Çatışma ve siyasi mücadele 1960 öncesinde kaldığı yerden tekrar başladı.
Yuvarlak Masa Toplantıları, askerin siyasete yön vermek için çabaladığı sıradan gayretlerden öteye geçemedi. Bu toplantıların genel karakteri ve toplantı tutanakları incelendiğinde askerlerin güncel siyasete ve siyasi partilere bakışları, askerlerin geleceğe yönelik vizyonları ve darbenin genel karakterini görmek mümkündür. Her konuşmalarında 27 Mayıs’ın “hiçbir siyasi parti ve zümreye karşı yapılmadığını” tekrarlayan darbeci askerlerin DP’lilere karşı nasıl bir öfke ve tepki içinde oldukları çok iyi anlaşılmaktadır.
[1] Bu çalışma Atatürk Araştırmaları Merkezi Dergisi’nin C. XXXVIII, S. 104, Güz 2021’de yayınlanacak “27 Mayıs Askeri Yönetiminin Sivil İdareye Geçme Çabaları: Yuvarlak Masa Kararları” isimli çalışmadan geliştirilerek hazırlanmıştır.
3 Bkz. Yılmaz Yıldırım, Milli Birlik Komitesi ve Siyasi Partiler Yuvarlak Masa Toplantısı Zabıtları, Kitapevi Yayınları,İstanbul 2021.
4 BCA, 30 1 0 0 40 236 18; Sadi Koçaş, Atatürk’ten 12 Mart’a Anılar, C. II, Tomurcuk Matbaası, İstanbul 1977, s.628.
5 Cumhuriyet, 28 Mayıs 1960.
6 Örsan Öymen, Bir İhtilal Daha Var… 1908-1980, Milliyet Yayınları, İstanbul 1987, s. 264.
7 Askerlere aydınlar tarafından askeri idareyi sürdürmeleri için büyük baskı yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Cemal Gürsel Arşivi, 4/1-29 820-4; Aslında Başbakan Menderes’te son ana kadar erken seçimi düşündü ama siyasi şartlar uygun olmadı. Şerif Demir, Düello Menderes ve İnönü, Timaş Yayınları, İstanbul 2011, s. 183.
8 CCGA, 4/3-35 3280-1.
9 Cumhuriyet, 29 Mayıs 1961.
10 Dünya, 5 Temmuz 1961.
11 Kurtul Altuğ, Bir Numaralı Tanık, Doğan Kitap, İstanbul 2006, s. 253-254.
12 Milliyet, 17 Temmuz 1961.
13 Genelgede, “1. Millet ekseriyeti tarafından kabul edilen anayasa konusunda fikir bulandırıcı polemik ve münakaşalara müsaade olunmayacaktır. 2. Memleketimizde seçimlerin yaklaştığı bu sırada kökü dışarıda olan veya içeride bulunan milli menfaatlerimize aykırı yoldaki dedikodulara tezvirlere ve milli birliği bozucu propagandalara asla müsamahada bulunulmayacaktır. 3. İhtilalin devamı halinde bulunan bugünkü şartlar içerisinde ihtilal meselesi ve Yassıada davaları mevzuunda aleni münakaşalara ve propagandalara cevaz verilmeyecektir. 4. İdari makamlar milli menfaatlere aykırı huzur bozucu ve efkârı bulandırıcı her türlü propaganda ve hareketler karşısında salahiyet ve mesuliyetlerini müdrik olarak daha kararlı ve dinamik çalışmalarda bulunacaklardır. 5. İhtilalin gerektirdiği kanunlarla örfi idare salahiyetleri tatbikatı alakalılarca daima göz önünde bulundurulup, ciddiyetle takip olunacaktır” denildi. Dünya, 16 Temmuz 1961; Milliyet, 16 Temmuz 1961.
14 Milliyet, 22 Temmuz 1961.
15 Tanel Demirel, Adalet Partisi İdeolojisi ve Politika, İletişim Yayınları, İstanbul 2013, s. 23.
16 Şükran Özkaya, Adım Adım 27 Mayıs, İleri Yayınları, İstanbul 2005, s. 343.
17 Milliyet, 7 Temmuz 1961; Cumhuriyet, 7 Temmuz 1961.
18 Dünya, 26 Temmuz 1961; Kurtuluş Kayalı, Ordu ve Siyaset 27 Mayıs – 12 Mart, İletişim Yay., İstanbul 2005,s. 91.
19 Metin Toker, Yarı Silahlı, Yarı Külahlı Bir Ara Rejim 1960-1961, Bilgi Yayınevi, Ankara 1991, s. 252.
20 Milliyet, 26 Temmuz 1961.
21 Milliyet, 27 Temmuz 1961.
22 Dünya, 28 Temmuz, 1961.
23 M. Toker, age., s. 252.
24 Cumhuriyet, 25 Temmuz 1961.
25 M. Emin Aytekin, İhtilal Çıkmazı, Dünya Yay., İstanbul 1967, s. 97.
26 Gürsel Gümüşpala’yı eleştirerek “Anayasaya hayır dedirtiyor, şimdi de bu hayır dedirttiği Anayasa’ya sığınıyor” dedi. Dünya, 28 Temmuz 1961.
27 M. E. Aytekin, age., s. 97.
28 Doğan Akyaz, Askeri Müdahalelilerin Orduya Etkisi, İletişim Yayınları, İstanbul 2009, s. 166.
29 Milliyet, 6 Ağustos 1961; Cumhuriyet, 6 Ağustos 1961.
30 Akis, S.272, 14 Ağustos 1961, s. 13.
31 Milliyet, 10 Ağustos 1961.
32 Ş. Özkaya, age., s. 345.
33 Bu konuda Örtülü, bu önerinin Albaylar cuntasından geldiğini ifade ediyor. Erdoğan Örtülü, 3 İhtilalin Hikayesi,Milli Ülkü Yay., Konya 1966, s. 161.
34 E. Örtülü, age., s. 161; Şerif Demir, Türkiye’de Askeri Darbeler ve Vesayet, Tiav, Ankara 2020, s.116.
35 Tekin Erer, Yassıada ve Sonrası, C. I-II, Rek-Tur Yay., İstanbul 1965, s. 559.
36 Milliyet 14 Temmuz 1961.
37 Walter F. Weiker, 1960 Türk İhtilali, Çev. M. Ergin, Cem Yay., İstanbul 1967, s. 66.
38 Dünya, 8 Ağustos 1961.
39 Memleketçi Serbest Parti (MSP) ülke sathında 13 vilayette teşkilatını kurmuş, seçimlere kadar iki vilayette daha teşkilatlanarak seçimlere katılabileceği düşünülerek son anda bu toplantılara davet edilen beşinci parti oldu. Akis, s. 375, (4 Eylül 1961), s. 11.
40 Akis, S. 373, 21 Ağustos 1961, s.6; Cumhuriyet, 19 Ağustos 1961.
41 Dünya, 26 Ağustos 1961.
42 Dünya, 30 Ağustos 1961; Cumhuriyet, 26 Ağustos 1961.
43 Cumhuriyet, 18 Ağustos 1961; CKMP lideri Bölükbaşı ilk gün rahatsızlığını ileri sürerek davete gelmedi. Daha sonra ki davete Bölükbaşı, partisinin yetkili kurullarıyla konuyu görüştükten sonra katılabileceğini bildirdi. Dünya, 22 Ağustos 1961
44 Milliyet, 18 Ağustos 1961.
45 Milliyet, 20 Ağustos 1961.
46 Dünya, 23 Ağustos 1961.
47 Milliyet, 25 Ağustos 1961.
48 Cumhuriyet, 24 Ağustos 1961; Dünya, 24 Ağustos 1961.
49 Dünya, 22 Ocak 1962.
50 Falih Rıfkı Atay, “Yuvarlak Masaya Doğru”, Dünya, 24 Ağustos 1961.
51 Akis, s. 375, (4 Eylül 1961), s. 11; Cumhuriyet, 1 Eylül 1961.
52 Siyasi Partiler Yuvarlak Masa Toplantısı, TBMM Basımevi, Ankara 1961, s. 2-5.
53 “Yuvarlak Masa Tutanaklarını Açıklıyoruz”, Dünya, 22 Ocak 1962.
54 Bu gelişmeler üzerine MBK bir basın açıklaması yaptı. MBK, “DP zihniyeti bir daha hortlamasına müsaade edilmeyecek şekilde ortadan kaldırılmıştır”. Partilerin DP’yi müdafaa etmekten kaçınması gerektiğini belirten MBK, partileri “27 Mayıs ruhu, Milli birlik ve kardeşlik ilkeleri etrafında toplayan teşekküller olarak görme arzusundadır” dedi. Dünya, 2 Eylül 1961.
55 Siyasi Partiler Yuvarlak Masa Toplantısı, TBMM Basımevi, Ankara 1961, s. 15-25.
56 “Yuvarlak Masa Tutanaklarını Açıklıyoruz 3”, Dünya, 24 Ocak 1962.
57 Akis, s. 375, (4 Eylül 1961), s. 12-13; Cumhuriyet, 2 Eylül 1961.
58 Siyasi Partiler Yuvarlak Masa, s. 78.
59 Siyasi Partiler Yuvarlak Masa, s.116.
60 Bu kurula, MBK’den S. Küçük, S. Okan, R. Aksoylu, CHP’den E. Paksüt, AP’den C. Perin, CKMP’den M. Kepir, MSP’den Z. Tanyolaç ve YTP’den E. Alatlı katıldılar. Milliyet, 3 Eylül 1961.
61 Siyasi Partiler Yuvarlak Masa, s. 129; “Yuvarlak Masa Tutanaklarını Açıklıyoruz 12”, Dünya, 2 Şubat 1962.
62 Siyasi Partiler Yuvarlak Masa, s. 153.
63 Siyasi Partiler Yuvarlak Masa, s. 197; “Yuvarlak Masa Tutanaklarını Açıklıyoruz 13”, Dünya, 3 Şubat 1962.
64 Milliyet, 4 Eylül 1961; Cumhuriyet, 4 Eylül 1961.
65 Cumhuriyet, 5 Eylül 1961.
66 BCA 30 1 0 0 40 256 19.
67 Haydar Tunçkanat, 27 Mayıs 1960 Devrimi, Çağdaş yay., İstanbul 1996, s. 449; Cumhuriyet, 6 Eylül 1961.
68 Cumhuriyet, 6 Eylül 1961.
69 M. Toker, age., s. 261.
70 Milliyet, 6 Eylül 1961.
71 Akis, S. 376, (11 Eylül 1961), s. 8.
72 Dünya, 6 Eylül 1961.
73 Yılmaz Öztuna – Ayvaz Gökdemir, Türkiye’de Askeri Müdahaleler, Tercüman Yayınları, İstanbul 1987, s. 143.
74 Dünya, 3 Eylül 1961.
75 Akis, S. 376, (11 Eylül 1961), s. 8.
76 Cumhuriyet, 7 Eylül 1961.
77 Bu maddeleri oluşturan heyette MBK’dan S. Okan ve A. Yıldız, gazetecilerden Ç. Altan, A. E. Yalman, H.Alper, E. Güresin, A. İpekçi, G. Evliyaoğlu ve F. R. Atay yer aldı. Milliyet, 7 Eylül 1961.
78 Dünya, 6 Eylül 1961.
79 Akis, S. 376, (11 Eylül 1961), s. 10.
80 Dünya, 8 Eylül 1961.
81 Hayri Alper, “Basınımızın Taşıdığı Ağır Sorumluluk”, Dünya, 8 Eylül 1961.
82 M. Toker, age., s. 257.
83 Şevket Süreyya Aydemir, İkinci Adam 1950-1964, C. III, Remzi Kitapevi, İstanbul 2006, s. 517.
84 Dünya, 8 Eylül 1961.
85 Dünya, 12 Eylül 1961.
86 Cumhuriyet, 12 Eylül 1961.
87 Dünya, 13 Eylül 1961.
88 Ö. Öymen, age., s. 327.
89 Bedii Faik, İhtilalciler Arasında Bir Gazeteci, Dünya Yayınları, İstanbul 1967, s. 157.
90 Çetin Altan, “Düşünceler”, Milliyet, 31 Ocak 1962.
91 Cumhuriyet, 15 Eylül 1961; Davet geldiğinde Bölükbaşı önce olumlu cevap verdi. Fakat bu toplantının gündemi belli olmadığından ve toplantıya diğer parti liderlerinin de katılacağı bilgisi üzerine Bölükbaşı toplantıya katılmaktan vazgeçti. Dünya, 15 Eylül 1961.
92 Cumhuriyet, 17 Eylül 1961.
93 Dünya, 17 Eylül 1961.
94 Cumhuriyet, 22 Eylül 1961
95 Bedii Faik, “A.P. deki Buhran”, Dünya, 19 Eylül 1961.
96 Dünya, 30 Eylül 1961; Gazetelerde “Eskişehir’de ikisi aday dört A.P. li tevkif edildi. İzmit’te bir A.P. li yuhalandı. Konya’da mahkûm olan 3 A.P. li yine suç işlediler” şeklinde yer alıyordu. Dünya 12 Ekim 1961..
97 Cumhuriyet, 1 Ekim 1961.
98 Dünya, 3 Ekim 1961.
99 Cihad Baban, Politika Galerisi (Büstler ve Portreler), Remzi Kitabevi, İstanbul 1970, s.456.
100 Cumhuriyet, 4 Ekim 1961.
101 Dünya, 4 Ekim 1961.
102 Dünya, 6 Ekim 1961.
103 Cumhuriyet, 23 Eylül 1961.
104 Işıl Tuna, “27 Mayıs’ın Gölgesinde Demokrasiye Dönüş: 15 Ekim 1961 Genel Seçimleri”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, C. XX. S. 40, (Bahar 2020), s. 235-340.
105 Feroz Ahmad vd., Türkiye’de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi 1945-1971, Bilgi Yayınevi, Ankara 1976, s. 239.
106 Cumhuriyet, 18 Ekim 1961.
107 Cumhuriyet, 19 Ekim 1961.
108 Dündar Seyhan, Gölgedeki Adam, Nurettin Uycan Matbaası, İstanbul 1966, s. 155.
109 Cumhuriyet, 25 Ekim 1961.